Ayakkabı Terimler Sözlüğü
Ayakkabıcılığın zengin tarihini keşfedin.
Biliyor muydunuz?
"Yarma deri": Derinin parlak ve sık gözenekli cilt kısmı alındıktan sonra kalan kalitesiz alt yüzü.
Aba |
Keçe ya da keçeden yapılmış ayakkabı türü. |
Abba |
Konçlu çocuk ayakkabısı. |
Açık Fora Çarkı |
Ayakkabı piyantasına süs yapmakta kullanılan demirden yapılmış bir el aleti. |
Açık Fora Kenar Bıçağı |
"Filo Bıçağı" diye de söylenir. Piyanta açmak için kullanılan, saya ile temas eden, ucu uzun ve içe kıvrık bıçak. |
Açık Piyanta |
Dış ökçe ucundan iç ökçe ucuna kadar tabanın saya kenarlarından dışa taşkınlık yapan bölümü. Açık fora diye de adlandırılır. |
Açmalı Deri |
Bordo-siyah ya da sarı-siyah renkte saya üretiminde estetik amaçla kullanılan vidala. |
Agalyan |
Bir postal çeşidi. |
Ağız Süngeri |
Saya ağzında bordür yapmak için kullanılan sünger. |
Ago |
Bir tür yapıştırıcı. |
Ala |
Karışık renkli çizme. |
Alkantara |
Yapay bir deri türü. |
Alt Boyası |
Köselenin altını ve kenarlarını boyamak için kullanılan boya. |
Alt Rodası |
Finisaj işlemleri sırasında tabana çeşitli şekiller yapmak için ısıtılarak ve muma sürülerek kullanılan yuvarlak biçimde, yüzeyinde şekil bulunan demirden el aracı. |
Anelin Deri |
Nubuk deri özelliğinde bir deri. |
Anorak |
Spor ayakkabı sayası yapımında kullanılan bir tür dokuma malzeme. |
Arka Çatma |
Saya iki yanının arka taraftan birbirine birleştirilmesi, çatılması. |
Arka Çekme |
Ayakkabı kalıbının arkasında bulunan işarete göre ayakkabı arkasının normal yüksekliğinin ayarlanıp kalıba tutturulması işlemi. |
Asaba |
Fotin ya da mestin topuğunu örten parçası. |
Atom Ayakkabı |
Sayası ile taban astarı makinede birbiriyle bütünleşik dikilen montesiz ayakkabı. Atom dikiş diye de tabir edilir ve sağlamlık hissi verir. |
Ayak-kare |
İşlenmiş deri yüz ölçüsü birimi. Birim fiyat ayak-kare üzerinden verilir. 1 ayak -kare=10ds 2.= 9,2929 dm2 |
Ayaklık |
|
Ayı pençesi |
15. yüzyılda Avrupa’da giyilen ökçesiz, burnu geniş, üstten atkılı ayakkabı. |
Ayna |
Ayakkabının ön üst kısmını oluşturan yüze dikilen parça. |
Ayna Filosu |
Ökçenin kenarlarındaki deriyi düzetmek için kullanılan araç. |
Aynalı Ökçe |
Taban köselesi ile kesintisiz, bütün olarak birleştirilmiş ökçe tipi. |
Aynalı Takunya |
Tasması, parlak metal parçalarla süslenmiş, bazı modellerinde yürürdükçe bu metal parçalar ses çıkartacak şekilde monte edilmiş takunya. |
Babbacı |
Çocuk ayakkabısı yapan kimse. |
Balık gözü |
Ayakkabıların bağ geçirilen ve kemerlerin deliklerine takılan metal kapsül. |
Basık |
|
Baskı tekniği |
Deri üzerine yapılır. Daha çok pabuç, çocuk ve büyük mestleri, çizme-mest ve çizmeerde gürülür. Desen küçük motifler olarak tercih edildiğinden saya dikilmeden önce hazırlarnır. Daha sonra desen tahta kalıplara hazır hale gelir. Konturlar siyahtır. Kontur aralarının bazıları boş, bazıları kırmızı veya zeminin bir ton koyusu(kahverengi ya da neft yeşili) renkle boyanır. Desenler alternatif olacak belli düzene gönre basılır. Desen mestlerde olduğu gibi tabanın altına da basılırdı. Tabanın içi de çoğu kez aynı veya farklı desende ve çizmelerde karşımıza çıkar. Bazen paralel hatlar, bazen de üçgenler olarak. Günümüzde desen metal kalıplara hazırlanmakta ve baskıda renk bulunmamaktadır. |
Başmak |
|
Battal |
2. Beyazıd emri ile hazırlanan ( H. 907 / M. 1501 ) narh defteinde rantlanan merdane ayakkabı boyu. |
Belleme |
|
Beykoz Deri Fabrikası |
1810-1812'de Beykoz Debbağhanesi 2. Mahmud tarafından kurulur. -1826'da keçi derisinden nel üretimi- 1933'de Sanayi ve Maadin Bankası'na bağlanan fabrikanın, altı aya kadar "Devlet Sanayi Ofisi" tarafından yönetilmesi ve 3469 sayılı kanunla "Sümerbank Deri ve Kundura Müessesesi" adını alır. Şimdilerde (2026) acıklı bir kapanış hikayesi vardır. Günü gelince nasıl kapandığı tüm detaylerı ile burada anlatılacaktır. |
Beyzbol ayakkabısı |
Burnuna ya da ökçesine krampon takılabilen spor ayakkabısı. |
Bez ayakkabı |
Sayası dokumadan üretilmiş ayakakabı. |
Biye |
|
Bıçak |
Piyantaya istenilen şeklin verilmesi için makineye takılarak kullanılar metal araç. |
Bıçak türleri |
Bıçaklar ayakkabı yapımında en önemli gereçlerdir. Kadın çocuk, yetişkin vs. numaraların üretiminde sağ sol olmak üzere yapılırlar ve her bir İstampaya göre uyarlanır. Bu da ayakkabı tarihine bir zenginlik olarak yansımıştır Ayakkabı dünyada eskiden günümüze başından sonuna en çok insan eli değen tek ürün çeşidir. Bir çift ayakkabıda emek ve ter yoğunluğu falasıyla vardır. Türlerine göre bıçaklar:
|
Bıçak vurma |
|
Bödüme |
Çizme. |
Bombe |
Ayakkabıda burnun sert ve düzgün olması için astar ile esas saya malemesi(deri, suni deri, dokuma) arasına konulan malzeme. |
Bordür |
Modeline göre ayakkabının ağız kısmında ince sayalı malzeme (doğal, ya da suni deri) arasına sünger konularak yapılan kabarıklık. |
Bucgak |
Deve derisinden ayakkabı yapılan parça |
Büküm |
Kadın ayakkabısı. |
Burun Koruyucu |
Sayanın ön ucunu dış etkilerden korumak amacıyla üretim aşamasında takılan metal parça. |
Burun Monte |
Sayanın ön kısmının montesi. |
Burun Silme |
|
Burun Süngeri |
Estetik amaçla, astarlık malzemeyle deri arasında, sayanın burun kısmında kullanılan sünger. |
Büyük Hasbe |
32 ve 33 numara yemeni kalıbı. |
Büyük Metelik |
28 ve 29 numara yemeni kalıbı. |
Buz Fotini |
Yuvarlak burunlu, alçak ökçeli, önden bağcıklı, nalçalı ve kabaralı, buzda giyilecek ayakkabı. |
Çakma Pabuç |
Avam tabkasının giydiği burnu sivri ve yukarı kalkık, arkadan ve önden bir dilcik uzanan, ökçeleri demir nalçalı, tabanları demir kabaralı ayakkabı. Genellikle mestle giyilirdi. |
Cam |
Kösele temizlemede kullanılan kalın olmayan düz cam. |
Çamurluk |
Yemeni üzerine giyilen çizme koncu. |
Çapana |
|
Çapula |
Eskiden kullanılan ve kaba deriden yapılan, sivri uçlu Karadeniz yemenisi. |
Çapulacı |
Çapula yapan kimse. |
Çarık |
Sepilenmiş sığır ya da manda derisinden yağılmış köylü ayakkabısı. Ucu yukarı kalkık, tek parça gönden yapılır. 3 boyu vardır:
|
Çarık tipi saya |
Yüzü, gamba denilen parçalar üzerine dikildiğinde elde edilen ayakkabı modeli. |
Çarıklık Deri |
Çarık üretiminde kullanılan manda ya da sığır derisi. |
Çark zımba |
Bağ deliklerini açmada kullanılan, çeşitli çap büyüklükleri buluna el zımbası. |
Çaruk |
Farklı söyleniş olarak çarık. |
Çatı dikişi |
Gamba ile yüğzü birbirine tutturan dikiş. Gambaların arkadan birbirine dikilmesi. |
Çatı dikme |
|
Çatı düzeltme |
Arka çekme |
Çatı pontariz |
İki gamba parçasının yüz üzerindeki birleşme noktasına atılan kuvvetlendirme dikişi. |
Çatı traşı |
Sayada üst üste gelecek parçaların üst kısımlarına yapılan inceltme işlemidir. |
Çatı tutturma |
Bkz. Arka çekme |
Çavurmak |
Yemenilerin etraını dikmek. |
Cebcel |
Patik |
Çedik (İç+edik)Çedik-Pabuç |
Kadın ve erkeklerin giygiği daha çok sarı sahtiyandan yapılmış kısa ve bol konçlu ayakkabı olan çedikin(mes) üzerine aynı renkte pabuç giyilir ve çedik-pabuç denilirdi. |
Çedik pabuç |
Kadın ve erkeklerin giygiği daha çok sarı sahtiyandan yapılmış kısa ve bol konçlu ayakkabı olan çedikin(mes) üzerine aynı renkte pabuç giyilir ve çedik-pabuç denilirdi. |
Çekecek |
Ayakkabı çekeceği, kerata. |
Çekeceyah |
Bir çeşit ayakkabı. |
Çekiç |
Taban üretiminde kullanılan, sayacı çekicinden daha büyük ve daha uzun saplı el aracı. |
Çekiç türleri |
|
Çekiçleme |
Bkz. Döğüştürme. |
Çekiçleme makine işçisi |
Çekiçleme makinesinde çalışan kimse. |
Çekiçleme makinesi |
Monte edilen sayanın kalıbın şeklini alması ve kabarıklıkları gidermek için kullanılan makine. |
Çekme |
|
Celük |
Bir tür ayakkabı. |
Cevari Mesti |
Ayakkabıların cariyelere mahsus sade olanının içine giyilen mest, çedik. |
Cila |
Siyah, beyaz ve kahverengi renklerde deriyi parlatmak için kullanılan katı parlatıcı. |
Cimcime |
Tabanı paçavradan ve koncu çorap gibi ip ile örülerek yapılan bir çeşit ayakkabı. |
Cin Parmak |
Ayaktaki en küçük parmak. |
Cirit Ayakkabısı | Esas taban bölümünde en çok 6, ökçesinde ise 2 çivi bulunan ayakkabı. |
Çizme |
Koncu, fotinden daha uzun ayakkabı türü. Günümüzde genelde suç geçirmezliğinden faydalanmak için plastik malzemeden yağılan ayakkabı türü. Yarım bot olanları da vardır. |
Cırıldamak |
Ayakkabının ince ses çıkarması, gıcırdaması. |
Cıyırdak |
Ayakkabının yürürken ses çıkarması için yerleştirilen iki kat astar, sahtiyan. |
Cızlavut |
Bir çeşit lastik ayakkabı. Aslı "gislaved" dir. Ülkemizde de 1935-1340 arası çok revaçtaydı. Not: İsveç'te Gislaved adlı bölgede yine Gislaved adlı otomobil lastiği üreten bir firmanın adından yaptığı ayakkabılara bu ad verilmiştir. Ayakkabı adeta konçsuz ve iskarpin görünümünde olmasına rağmen kara bir lastikten ibaretti. |
Conta |
Taban köselesin ökçe altına gelen arka tamamlayıcı parçası. |
Cothurna |
Eski Yunan’da ve Roma’da avcıların ve tiyatro sanatkarlarının giydiği ayakkabı. |
Curmuk |
Mest. Bu konuda M. Z. Pakalın şu bilgiyi verir: "Usfur vezninde huf üzere giyilen çizmeye denir. Malum ola ki ehl-i lugatin beyanlarına göre huf: Topuğa kadar olup, ayağın arkasını setreden ayakkabıya denir ki halen giydiğimiz mest olacaktır." |
Danalya |
Sayayı kalıba monte etmeye yarayan kerpeten benzeri bir aygıt. |
Dikiş türleri |
|
Dikişli vardola |
Piyantayı oluşturan bölünde tek sıra dikiş bulunan vardola. |
Dişli |
Danalya. terimine bakınız. |
Divitin |
Saya astarı olarak kullanılan, üst kısmı hafif tüylü olan dokuma malzeme. |
Döğüştürme |
Monte edilen sayanın kalıbın şeklini alması ve kalıptan çıkarıldıktan sonra uzun süre bu şekli koruması için çekiç ile döğülmesi. |
Doşama |
Çarık yaması. |
Döşek | Çarığın içine konan keçe. |
Dövleme |
Ayakkabı vurmasından dolayı oluşan yara. |
Dübendi |
Ham deriden yaplan ayakkabı. |
Düğmeli Kadın Potini |
Yüksek ökçeli, sivri burunlu, yüksek konçlu, yandan düğmeli potin. |
Duğuş |
Çarık üretmeye özgü ağaç çivi. |
Duvarda El Topu Ayakkabısı |
Beden eğitimi ayakkabısı. |
Düz burunlu kalıp |
Burun yüksekliği normal olan kalıp. |
Düz gova ayakkabı |
Bkz. Gova |
Düz tabanlık |
Medial longitudinal çöküklüğü sonucu oluşan ayak bozukluğunun adı. |
Düz vardola |
Piyantayı oluşturacak bölümde dikiş ya da şekiller bulunmayan, bitmemiş ayakkabıya dönüldükten sonra filo bıçağı ile düzeltilmesi gereken vardola. |
Ecene |
Ayakkabı yapılan hayvan derilerini delmek için kullanılan dikey açı biçiminde demirden bir araç. |
Edhlendi |
Sayası kürkten yapılmış çizme. |
Edik(Etik) |
Türkçede ayakkabı anlamında kullanılan en eski sözcük. Şu biçimlerde söylnmiş ya da yazılmıştır. Edük, hedik, hadık, halık, helik, hırık, hidik, hide, kedik, ötük. Tarih boyunca şu tarihsel kaynaklarda kullanılmıştır.
Mütercim Asım, edik konuşunda şu bilgiyi verir "MUK. Arapça: Kalın çizmeye denbir ki, mest gibi yufka Kuff üzerinden giyilir. Edik ve tomak ve nisvan çediği gibi. " Kamus-ül Muhit, Mütercim Asım Divanü LUgat-it Türk’te edik sözcüğü etik ya da etük diye geçmektedir. Büküm edük: Kadın ayakkabısı. Etüklenmek: Ayakkabı sahibi olmak anlamında kullanılmıştır. Etüglüg: Sagrı, sahtiyan karşılığıdır. Etük ve etikçi, Codex Comanicus’ta da geçer. Etik-Stiefel, Fusszeug, Dic. Ety. Müh. Etikçi-Schuhmacher. Kumanca. COdex. Etük-Müh. |
Edim |
Deri |
Edna |
II. Bayezid döneminde, düşük kaliteli ayakkabılar için kullanılan bir sözcük. |
Eğe |
Bıçakları bileylemek için kullanılan üç yüzeyli eğe. |
Ehl-i Hibra |
Osmanlı ayakkabıcı esnafında hukukla ilgili konularda ve sorunlarda onayına başvurulan kimse. |
Ekleme |
Ayakkabı pençesi. |
Ekstrafor |
Sayadaki dikişleri sağlamlaştırmak için kullanılan bez şerit. |
El işi |
Saya dikimi dışında tüm işlemleri elde yapılan ayakkabı. |
Eldiri |
Oğlak derisi. |
Elri |
Eldiri. terimine bakınız. |
Endeze |
İstampa. Deri. |
Enjekte ayakkabı |
Tabanı, sıvı malzeme enjekte edilmek suretiyle oluşturulmuş ayakkabı. |
Episkopos pabucu |
18. yüzyılda kullanılan arkası ve önü kapalı, alçak ökçeli ayakkabı tipi. |
Er botu |
20. yüzyıl başlarında kullanılan önden bağcıklı, alçak ökçeli, nalçalı ve kabaralı, yuvarlak burunlu bot. Günümüzde kullanılar er botlarının tabanı plastik maddeden yapılmakta, nalça ve kabaraları bulunmamaktadır. |
Er kundurası |
20. yüzyil başlarında kullanılan yuvarlak burunlu, ökçesiz, üst kısmı düz, arkası ve önü kapalı ayakkabı. |
Ersin |
Yemenicilerin deri kesmek için kullandıkları balta yüzüne benzer bir araç. |
Esas taban |
Ayakkabının giyildiğinde yer basan kısmı, başka bir deyişle burun ile milo arasındaki taban kısmıdır. |
Eşik |
Ayakkabı ökçesi. |
Eski Mısır sandalı |
Burnu sivri sivri ve düz tabanlı, sayası parmak arasından geçip yanlardan tabnla birleştirilen bantlardan oluşan ayakkabı. |
Eski Roma askeri sandalı |
Düz tabnlı, sayası bilekte bağlanan bantlardan oluşan ayakkabı. |
Eski Roma kaliji |
Düz tabanlı, arkası ve burnu kapalı, ön üst kısmındaki açıklık bantlarla tutturulmuş ve bantları bileğin üstüne uzanan bir cins sandal. |
Eski Yunan sandalı |
Düz tabanlı, sayasının arka kısmı kapalı, ön kısmındaki bantları parmak arasından geçerek bilekte bağlanan sandal tipi. |
Eskici |
Kundura tamircisi. |
Eşleme |
Ayakkabı yapımında aynı numara sağ ve sol parçaların veya aynı numara mamul ayakkabıların sağ ve sol teklerinin bir araya getirilmesi işlemi. |
Esneme yönü |
Doğal derinin farklı bölümlerinin değişik yönlere uzaması. Saya kesilirken istampa parçaları enine esneyecek biçimde yerleştirilir. |
Espadril |
Sayası tekstil, taban jüt ve/veya kauçuktan yapılmış ökçesiz, hafif ayakkabı. İlk espadrilleri İspanyol, Fransız ve Çin denizcileri kaymamak için jüt ve yelken bezi kullanarak yapmışlardır. |
Espadril saya |
Espadril yapımında kullanılan saya üst kısmı. |
Espadriy |
Yüksek ökçeli, sivri burunlu, arkası ve önü kapalı ayakkabı. |
Etek |
Derinin karın tarafı. |
Etek kösele |
Derinin karın tarafından elde edilen kösele. |
EVA (Etilen – Vinil -Asetat) |
Taban malzemesi olarak kullanılan bir tür kimyasal bileşim. |
Evsat |
II. Bayezit döneminde, orta kaliteli ayakkabılar için kullanılan bir terim. |
Eye |
Bkz. Eğe |
Fadlacı |
Deri tüccarı. |
Fakite |
Tabaklanmış, yağlanmış, boyanmış büyük baş hayvan derisi. |
Falça |
Kösele ökçe yapımında kullanılan boyun ya da etek köseleden yapılan katların her biri. |
Falça kapak kesme makinesi |
Köseleden ökçe kapağı hazırlayan makine. |
Falça ökçe |
Köseleden yapılmış ökçe. |
Falçalık kösele |
Ökçe yapımında kullanılan kösele. |
Falçata |
Taban yapımında kullanılan ince uzun bir tür bıçak. |
Fantazi bağ |
Düzgün dokunmuş, ince, yuvarlak ayakkabaı bağı. |
Fantazi spor |
Ayakkabı bağını çapraz bağlama biçimi. Çapraz biçimdeki bağ saya üstüne gelir. |
Fantazi vardola |
1890 sonrasında moda olan, piyantayı oluşturan ve saya kenarına gelen bölümleri boyanmış, tırtıl yağılmış, tek sıra ya da çift sıra dikişle süslenmiş, salpadan yapılmış vardola. |
Fatih yemenisi |
Osmanlı döneminde kullanılan bir türk köşker modeli. |
Fermuar |
Sayada estetik ya da işlevsel amaçla kullanılan karşılıklı dişler ve bunların üzerinden yürüyen kapatıcıdan oluşan mekanizma. |
Filal |
Çocuk sandalı. |
Filar |
|
Filer (filar) |
Terlik. |
Filet |
31 ile 36 numaralar arası kız ve erkek çocuk ayakkabısı. |
Fileto |
Filota. terimine bakınız. |
Filo |
Yassı, ağzı oyuk, temisleme işlemi sırasında piyantanın arka kısmına ve ökçe uçlarına ısıtılarak mum ile süreülen metal araç. |
Filo raspası |
Kadinolar arasındaki piyantayı düzeltmek için kullanılan orak biçiminde raspa. |
Filota |
Piyantayı pekiştirmek üzere arka çatısına dikilen parça. |
Filota dikme |
Filotanın arka çatı dikişi üzerine dikilmesi. |
Filota dövme |
Dikilen filotanın pekiştirilmesi için çekiçle dövülmesi. |
Filota yapıştırma |
Filotanın arka çatı dikişi üzerine yapıştırılması. |
Finisaj işlemleri |
Ayakkabı yağımındaki freze ve temizleme işlemlerinin her ikisine birden verilen ad. |
Finisaj malzemesi |
Freze ve temizleme işlemleri sırasında kullanılan malzemelerin genel adı. |
Fire |
Ayakkabı yağımı sırasında kullnılamayan malzeme. Kaliteye bağlı fire ve kenar firesi olmak üzere ikiye ayrılır. |
Fiyapa |
Ayakkabının özellğine göre saya ile esas taban köselesi arasına tabanı kalınlaştırmak amacıyla kösele veya sentetik malzemeden konulan kat. |
Fiyapa yapıştırma |
Montesi tamamlanmış ayakkabının tabanına fiyapa malzemesinin yapıştırılması. |
Fiyapa zımparalama |
Fiyapa malzemesinin dahi iyi yapışması için her iki yüzeyinin pürüzlendirilmesi. |
Fiyapalık sünger |
Fiyapa olarak kullanılan süngerli lastik. |
Fırça sürme | |
Fırça yapma |
Finisaj işlemleri sırasında cila sürülmüş deriyi parlatmak için yapılan fırçalama işi. |
Fırçalama | |
Fırın |
Isı tüneli terimine bakınız. |
Fıska |
Ayakkabıların ucuna konulan sert kösele. |
Fodime |
Çizme terimine bakınız. |
Foduma |
Çizme terimine bakınız. |
Foltan |
Eski çarık. |
Foma |
Bazı ayakkabıların piyantalarını boyamakta suya karışrırılarak kullanılan, silinince parlayan siyah toz halinde boya. |
Foma sürme |
Foma ile piyantanın boyanması. |
Fora dikişi |
Harama açılıp kalıptan çıkarılmış yarı mamul haldeki ayakkabının tabanına reçineli iplikle içerden dışarıya yapılan dikiş. |
Fora dikme işçisi |
Fora makinesinde fora dikiş yapan işçi. |
Fora makine iğnesi |
Fora makinesinde kullanılan iğne. |
Fora makinesi |
Fora dikişi yapan makine. |
Fora raspası |
Özellikle, filo bıçağı ile açılan piyantayı dözeltmek için kullanılan yassı, uzun raspa. |
Foracı |
Fora dikme işçisi teriminie bakınız. |
Foralı ayakkabı |
|
Ford |
Fort terimini bakınız. |
Forma |
Ayakkabının herhangi bir parçasına şekil verme işlemi. |
Fort |
Ayakkabının bitmiş sayasında monte edilmeden önce topuğu çevreleyen veya miloya kadar uzanan astar ile üst malzeme arasına arka kısmın deforme olmaması için konulan sertleştirici malzeme. |
Fort forma |
Sayanın arka kısmına yerleştirilen fort malzemesine şekil verme. |
Fortsuz ayakkabı |
Arkası yumuşar, fortu olmayan ayakkabı. |
Fotin(potin) |
Yüzleri ayak bileği hizasını en çok 5 cm kadar aşan, önleri bağlı ve bağsız ayakkabı. |
Franc Merovingen brokedeni |
Düz tabanlı, arkası ve önü kapalı, bilekten başlayan bantlarla diz altına kadar bağlanan bir ayakkabı türü. |
Fransız köselesi |
Fransa’dan ithal edilen ham sığır ve dana derilerinin Türkiye’de işlenmesiyle elde edilen kaliteli kösele. |
Freze |
Ökçe dahil, ayakkabı tabanının kenar ve altını düzgünleştirip boyama işlemlerinin tümüne verilen ad. |
Frezeci |
Freze işlemlerini yapan kişi. |
Fuma |
Siyah renkli ayakkabı taban lastiği yapımında kullanılan dolgu malzemesi. |
Gacaburga |
Kunduracıların ayakkabıların alt kısmına ağaç çivi çakabilmek için kullandıkları, ucunda şemsiye telinden yağılmış 1 cm. kadar sivri kısmı bulunan, fındık ağacından yapılmış araç. |
Gadak |
Kunduracıların kullandıkları ufak araç. |
Gaga burunlu ayakkabı |
14. yüzyılda Avrupa’da giyilen ucu sivri ve yukarı kalkık, koncu bileğe kadar uzanan mesta benzer ayakkabı. |
Galaş |
Eskimiş ayakkabı. |
Galata kalyoncu yemenisi |
III. Selim ve IV. Sultan Mustafa devri ile II. Mahmud’un yeniçeri ocağını kaldırıdığı 1826’ya kadar İstanbul bıçkınları, havai meşreb gençlerin giydiği ön kısmı ayak parmaklarının ancak tırnaklarını örten, arkadan da topuğu bitimine yakın şöyle bir tutan, çıplak ayağa giyilen ayakkabı. |
Galçın |
Kalçın terimine bakınız. |
Galevle |
Ayakkabı. |
Galifle |
Ayakkabı çeşidi. |
Galik |
Sivri ökçeli kadın ayakkabısı. |
Galip |
Yemeni adı verilen ayakkbıları yapmakta kullanılan ağaç. |
Galivde |
Ayakkabı. |
Gallip |
Yemeni adı verilen ayakkabıları yapmakta kullanılan ağaç, kalıp |
Galoş |
Yunancadan Fransızcaya, Fransızcadan Türkçeye geçmiş sözcük. Yun. Galoş. FR. Galoche
|
Galtak |
Kaltak terimine bakınız. |
Galuva mesti (Bordequin) |
Düz tabanlı, kapalı, konçları bilek üstünde, önü bağlı mest. |
Gamba |
Sayanın arka kısmını oluşturan ve yüzü tamamlayan parça veya parçalar. |
Gamba ağzı boyası |
Bkz. Saya ağzı boyası. |
Gamba arkası açma |
Arka çatı dikişi açma. |
Gamba arkası çatma |
Saya dikiminde gamba denen parçaların arkasının dikilerek birleştirilmesi. |
Gamba astarı |
Ayakkabının gamba denen arka parçasının iç tarafınna dikilen astar. |
Gamba güçlendirme |
Gambanın belirli yerlerine;
|
Gamba traşı |
Gamba parçasının kenarlarına inceltme işlemi. |
Garçın |
Meşinden yapılan örgülü tozluk. -Isparta- -Ayakkabının içine giyilen keçi kılından örülmüş çorap. |
Gardiye |
Ayakkabıların altına sürülen siyah boya. |
Garni |
Ayakkabıya aksesuar olarak kullanılan çeşitli malzemelerin tümü. |
Garnitür |
Garni terimine bakınız. |
Garson |
34 ile 39 numaralar arasındaki erkek çocuk ayakkabısı. |
Gazuma |
Kazuma terimine bakınız. |
Gazyağı |
|
Geçme rok |
Monte edilmeden önce, aynası yüze saraç dikişiyle dikilen ayakkabı. |
Geçmeli ökçe kapağı |
Üstündeki uzantı ile ökçeye takılan ökçe kapağı. |
Geçmeli toka |
Birbirine takılıp çıkartılabilen, iki metal uçtan oluşan ayakkabı tokası. |
Gedemeç |
Pabuçluk |
Gelik |
|
Gelin ayakkabısı |
Gelinlerin nikah ve düğünde giydikleri, günümüzde yalnızca beyaz renkte, süslü ayakkabı. |
Gelin terliği |
Gelinin, kocasının eveine giderken bir kere giyip, duvakla sandığa kaldırdığı terlik. |
Genel takviye bandı |
Ağız takviye ve arka dikiş takviye bantları dışında kalan, ayakkabı dikişleri, bağ deliklerini ve benzerlerini güçlendirmek için kullanılan her türlü sağlamşaştırıcı malzeme. |
Genişletme taban kerpeteni |
Bir tür danalya. Danalya terimine bakınız. |
Gerdel |
Ayakkabıcıların işlenmek için, gön kösele koydukları tahta kap. |
Germen çarığı |
Tek parça deriden oluşmuş, kenarlarından geçirilen bağlarla bilekten bağlı çarık türü. |
Gerve |
Ayakkabı koncu. |
Getr |
Daha çok süvarilerin kullandığı, alt bacağı koruyan, köseleden yapılmış, çizme boğazına benzer, tokalarla tuttutulmuş ayak giyim eki. |
Geyle |
Örme çarık. |
Gez |
Harama terimine bakınız. |
Gezer başlıklı kesim presi |
Kafa adı verilen bölümü sabit bir düzlem üzerinde hareket eden ve sentetik, dokuma malzemelerin kesiminde kullanılan prestir. |
Giyile |
Bir çeşit ayakkabı. |
Gizli pençe |
Eskiyen taban yerine konulacak yarım pançenin eski kösele ile birleşeceği bel kısmından kabalık yapmayacak biçimde elde edilen pençe. |
Gıcırdaklı ayakkabı |
Ayakkabının gıcırdaması için gazyağı ile yağlanan sahtiyanın taban arasına konularak elde edilen bir tür ayakkabı. |
Gıcırtılı mest |
Mestin gıcırtılı türü. |
Glase |
Yüzlük keçi derisi terimine bakınız. |
Gömeç |
Fiyapa terimine bakınız. |
Gön |
|
Göncü |
|
gova |
Sayada sadece arka çatı dikişi bulunan ve tek parçadan oluşan kadın ayakkabısı. |
Grek – Roma sandalı |
Sayası çapraz bileğe bağlanan bantlardan oluşan alçak ökçeli sandal türü. |
Gucerat Hind pabucu |
Düz tabanlı, sivri burunlu, önü, arkası ve üstü kapalı konçsuz ayakkabı. |
Gümüş kalem |
Kesim yaparken saya parçalarının bindirme yerlerini işaretlemek için kullanılan, boyası metalik gri renkte ve silindiğinde kolayca çıkan kalem. |
Günlük ayakkabı |
Ayağı rahatsız etmeyecek biçimde, çoğunlukla klasik modellerde orta kaliteli ve makul fiyatlı ayakkabı. |
Habbab |
Nalın. |
Habbak |
Altı tahta ayakkabı. |
Haffaf |
Kavaf. terimine bakınız. |
Hafif kıvrık makas |
Malzemeyi kolay kesmek için burnu kıvrık makas. |
Hafif telrik |
Çedik. terimine bakınız. |
Hafili |
Ayağa uygun hafif yemeni. |
Hakmak |
Nalın. |
Halça |
|
Halpaç |
Bir tür bol ayakkabı. |
Halta |
Çarık ya da ayakkabı yamalığı. |
Ham |
|
Ham deri |
İşlenmemiş deri. |
Hamam nalını |
Tahtadan yontulark yapılmış ve ayağı tutması için köseleden tasması olan, hamamda giyilen ayakkabı. |
Hamlamak |
Ayakkabıya pençe vurmak. |
Hamzaca |
Bir çeşit çizme. |
Hancap |
Çamurda giyilen bir çeşit ayakkabı. |
Harama |
|
Harama açma |
Taban astarı ve / veya taban esas malzemesine haramanın açılması. Makineleşmiş işletmelerde bu terim "harama devirme" terimi yerine de kullanılır. |
Harama açma işçisi |
Haramayı açan kişi. |
Harama derinliği |
Dikiş kanalının dikiş dikilecek kısmının derinliği. |
Harama devirme işçisi |
Harama kanadını dik olarak yukarı kaldıran kişi. |
Harama genişliği |
Dikiş kanalının genişliği. |
Harama kanadı |
Taban esas malzemesine açılan haramanın yukarı kaldırılan bölümü. |
Harama kapatma |
Dikildikten sonra harama kanadına yapıştırıcı sürülerek haramanın kapatılması. |
Harama kapatma işçisi |
Harama kanadına yapıştırıcı sürerek haramayı kapatan kişi. |
Harama yarma işçisi |
Harama açma işçisi.terimine bakınız. |
Haramaki geçme |
Haramayı derinleştirmek için köselenin kazınması. |
Harame |
Harama. terimine bakınız. |
Harik |
Eski ayakkabı. |
Harp kundurası |
!. Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı hükümetinin kurduğu Men-i İhtikar Heyeti’nin ayakkabı ihtiyacının karşılamak için yaptırdığı dayanıklı ayakkabı tipi. |
Hartı |
|
Haşbabi |
Haşpapi. terimine bakınız. |
Hasıl çarık |
Özel olarak yapılan bir çeşit çarık. |
Haşpapi |
Molyer tipi kısa konçlu genellikle üç bağlı ve sayası süet, antilop gibi derilerden tabanı kauçuk, alçak ökçeli rahat ayakkabı. |
Hasta terliği |
Beykoz Fabrikası’nda askeri hastaneler için yapılan, düz burnu kapalı, tabanı dikişli terlik. |
Hatalı |
Eski ayakkabı. |
Havır |
İşlenmiş koyun derisi. |
Havu |
Ham deri. terimine bakınız. |
Havuzlu hazır taban |
Kenarları yüksek, freze yapılmasına gerek olmayan sentetik hazır taban. |
Hazır |
Satışa hazır ayakkabı. |
Hazır taban |
|
Hazır taban astarı |
Kalıbın tabanına göre kesilmiş, şekil verilmiş ve zenne tiplerine bel çeliği konulmuş taban astarı. |
Hedik |
|
Helik |
Hedik. terimine bakınız. |
Hergele |
Herkele olarak da söylenir. Ayakkabı çekeceği, kerata. |
Herkele |
Hergele, ayakkabı çekeceği. |
Hetel |
Eski ayakkabı. |
Hetik |
Hedik. terimine bakınız. |
Hide |
Bir çeşit ayakkabı. |
Hidik |
Bir çeşit ayakkabı. |
Hidrolik kesim presi |
Kafanın çelik bıçak üzerine yavaşça inerek kesim yaptığı ve daha çok saya parçalarının kesiminde kullanılan pres. |
Hirik |
Eski ayakkabı. |
Hizmetkar çizmesi |
Osmanlı döneminde hizmetkarların giydiği çizme. |
Hırık |
Bir çeşit ayakkabı. |
Hırtı |
İnce deriden çizme. |
Hoduma |
Foduma. terimine bakınız. |
Hödüme |
Foduma. terimine bakınız. |
Hollanda ayakkabısı |
Tamamı ağaçtan oyma geleneksel Hollanda ayakkabısı. |
Holtan |
Çarık ve ayakkabının içine çivisiz ve dikişsiz konan keçe, deri yama. |
Hork |
Ayakkabının arkasındaki sert kısım. |
Horoz derisi ayakkabı |
Çabuk yırtılabilecek ince deriden yapılmış ayakkabı için kullanılan deyim. |
Hotlak |
Çamurda ve karda yürümek ya da çocukların boylarını yükseltmek için ayaklarına takıp gezdikleri çatallı sırık. |
Hoval |
Ayakkabıcıların, ayakkabı altını parlatmak için kullandıkları şimşirden yapılmış bir araç. |
Huf |
Mestin arapçası. "İnsanın ayağına giydiği çizmeye ve mest ve edik ve çedik ve tomak makulesi ayakkabıya denir ki üzerine mesh mümkün ola." Hafifliğinden dolayı bir kat ayağa giyilene denir. |
Huva |
Kanca. terimine bakınız. |
Huzme |
Çizme ya da potinin arkasına takılan ve bineği dürtüp hızlandırmaya yarayan demir mahmuz. |
İbrişim |
Saya dikiminde kullanılan ipek iplik. |
İç kamara |
Ayakkabının kamara bölümünün ayağın iç kısmına rastlayan kenarı. |
İç kapalı dış açık vardola dönmek |
İç milo başından dış ökçe ucuna kadar yağılan vardola |
İç konç |
Koncun alt bacağın iç tarafına gelen kısmıdır. |
İç milo |
Ayağın iç taragına gelen milo başı. |
İç raspası |
Ağaç çivili ayakkabı yapımında kullanılan ağaç çivilerin içten törpülenmesi amacıyla kullanılan uzun saplo raspa. |
İç taban örtüsü |
Mostra. terimine bakınız. |
İçiboş |
Kunduracı kerpeteni. |
İğne |
Dikiş dikmak için kullanılar araç. Türleri:
|
Ihrız |
Eski elbise, ayakkabı. |
Ihzır |
Eski ayakkabı. |
İki parçalı pul |
Rivet. terimine bakınız. |
İki yönlü deriden ayakkabı |
Kılları dökülmeden elde edilen deriden yapılan ayakkabı. |
İlaç |
Ayakkabı yapımında kösele ve benzeri malzemelerin yapıştırılmasında kullanılan bir tür sıvı yapıştırıcı. Bir çok ayakkabı üreticisi ilacı her tür yapıştırmada kullanmaktadır. |
İlaç fırçası saklama kavanozu |
1970’li yıllara kadar kullanılan, ilaç fırçasının kurumaması için konulduğu su dolu kavanoz. |
İlaç kabı |
Tenekeden köüçük partiler halinde alınan ilacın kurumadan muhafaza edildiği ve içinde ilaç sürme fırçasının saklandığı kap. |
İlaç sürme fırçası |
İlacın ayakkabının ilgili bölümüne sürülmesinde kullanılan fırça. |
İlaçlı tela |
Özellikle bombe malzemesi olarak kullanılan reçine emdirilmiş Amerikaz bezi. |
İlgi tığı |
Ayakkabıcılıkta dikiş için delik açmada kullanılan ucu eğri demir. |
İlgileme |
Bkz. Kalıba tutturma. |
İlik-düğme çizme |
Koncunun bir tarafında düğmeler, diğer taradında deriden ilikler olan çizme türü. |
İlinti |
Bir tür batuma dikişi. |
İnç(inch) |
İmperial ölçü birimi. 1 inç = 2.54 cm |
İnce şeritli kenar |
Konç kenarı türü. |
İnce yapıştırma ilacı |
Taban yapıştırmada kullanılan ince kıvamda yapıştırıcı. |
İngiliz ökçeli düğmeli potin |
Yuvarlak burunlu, alçak ökçeli, yandan düğmeli potin. |
İngiliz sistemi ayakkabı numarası |
İngiliz sisteminde bir birim 1/3 inç’tir. Bu sistemde "0" numara "4" inç’tir. Her yarım numara tam numaranın yarısı (1/6) kadar artar. 13 numaradan sonra gelen numaralar tekrar "1den başlar. |
İplik türleri |
Saya dikiminde yapıldıkalrı maddeye göre üç tür iplik kullanılır:
Sentetik iplik kalınlık açısından aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:
|
İplik yakma |
Ayakkabı temizlenirken saya dikimi sırasında sayada kalan iplik uçlarının ispirto alevinde yakılmasıdır. |
İpsile |
Çizme tabanı. |
İrkip |
Deri ve kösele dikişinde kullanılan ip. |
İro iro |
Yora yora. terimine bakınız. |
İş |
Yapımı devam etmekte olan ayakkabı. |
İş bölümü |
Osmanlı ayakkabı sanatkarının yaptığı işe göre bölümleri:
|
İş çekmek |
Ayakkabıcılıkta sayanın kalıba çekilmesi. İstenirse "monte" ye gönderilebilir. |
İşçi |
Kalfanın yardımcısıdır. Saya yapıştırma, taban astarı çakma, ara işi yapma, kalıptan çıkarma işlerini yapan kişi. |
İsforma fırçası makinesi |
Freze işlemi sırasında taban ve ökçeye sürülen mumları temizleyen makine. |
İsforma mumu |
Freze işlemlerinden kullanılan mumların genel adı. |
Isı tüneli |
Monteden sonra sayanın kısa sürede kalıbın şeklini alması için geçirildiği çevresinde sıcak hava akımı bulunan yürüyen bant. |
Işılak |
Rugan ayakkabı. |
İskabel |
Ayakkabı. |
İskarpin |
Fr. Escarpin. İtal. Scarpino. Sayasının arka yüksekliği aşık kemiğinin altında olan zarif ayakkabı. |
Iskarta |
Herhangi bir sebep dolayısıyla değerini tamam kaybetrmiş ayakkabı veya deri. (İtalyanca. Scarto keimisinden gelmiştir.) |
İşlenmiş deri |
Ham derinin türlü yöntemlerle sepilenerek giyim eşyası yapımında hazır hale getirilmesi için yapılan işlemlerin tümü. |
İşletme malzemeleri |
Ayakkabını üretimi sırasında tüketilen, fakat ayakkabının bünyesine girmeyen her tür malzeme. Elektrik enerjisi, makinelerin bakımında kullanılan çeşitli yağlar gibi… |
İspanyol ökçe |
Kalın, orta yükseklikte veya yüksek ökçe. |
İspire |
Ayakkabı yapılacak işlenmiş deri üzerinde bulunan bıçak yarası. |
İştahtası |
Kunduracıların tezgahta çalışırken dizlerinin üstüne koydukları tahta. |
İstamba rodası |
Ana profilden modeli parçalara ayıran el aracı. |
İstampa çıkarma |
İlgili kalıbın profilini çıkarma, burnun üstüne istenilen modeli çizme, parçalama ve takımlamak. |
İstampa serilendirme |
Model takımlama. terimine bakınız. |
İstampa takımlama |
Model takımlama. terimine bakınız. |
İstampa takımlama aleti |
Pantograf. terimine bakınız. |
İstampa yapımı |
İstampa çıkarma. terimine bakınız. |
İstampacı |
İstampa çıkartan kişi. |
İstampacı bıçağı |
Saya kesim bıçağı. |
İstampaya bağlı fire |
İstampa aralarındaki kayıp malzeme parçaları. |
İstikar kundağı |
Deri parlatmaya yarayan bıçağın tahta sapı. |
İthal kösele |
İşlenmiş halde ithalatı yapılmış kösele. |
İtük |
Ayak giyimleri. |
İzlik |
Kesilen hayvanın derisinden yapılan Türk çarığı. |
Japon köselesi |
Taban esas malzemesi olarak kullanılan çeşitli kalınlıkları bulunan sarımtrak tenkte levha halinde neolit. |
Jüt çuvalı |
Espadril tabanında kullanılan jüt iplikten yapılan dokuma. |
Jüt kurutma fırını |
Kurutularak benzinin atılması sağlanan fırın. |
Jüt vardola |
İpi yurt dışından getirilip burada örülen ve espadril yapımında kunnalına vardola. |
Kabara |
Ayakkabı tabanının eskimesini önlemek amacıyla, bu kısma çakılan iri başlı kısa çivi. |
Kadino |
Ökçe uçlarının taban kenarlarıyla birlşmesidir. İkiye ayrılır: İç kadino, dış kadino. |
Kadoki |
Saraç, batuma veya kazuma dikerken işi sıkıştırmak için dize takılan bir kayış. |
Kafa |
Ayakkabı yapımında kaliteli ayakkabıda kullanılmayan deriye denir. |
Kafa köselesi |
Kaliteli olmayan ayakkabılarda kullanılar köseleye denir. |
Kala |
Altı lastik, sayası beyaz ketenden yağılmış spor ayakkabısı. |
Kalak |
Eski terlik. |
Kalavele |
Tabanı dikişli yazlık ayakkabı. |
Kalçarizma |
Ökçe çakma işlemi. |
Kalçın |
Keçeden yapılan, koncu diz kapağına kadar çıkan, geniş burunlu çizme. |
Kalem ökçe |
Aşağı doğru inelen, yere basan ucu sivri, yüksek kadın ayakkabı ökçesi. |
Kalınguk |
Kürek ve deriye yapışkan bir nesne bulaşmasından olan kıvrıntı. |
Kalp ayakkabı |
Kalitesiz ayakkabı. |
Kamara |
Ayakkabı tabanında ayak basma çizgisiyle ökçe arası olup, ayakakabı giyildiğinde ayak altı boşuğuna denk gelen kısımdır.
|
Kamara malzemesi |
Esas taban malzemesi konulacak duruma gelen ayakkabının ökçe altı ora boşluğundan başlayarak bel boşluğunu da içine alarak en çok milo başına kadar uzanan yere, sertleştirmek amacıyla konulan kösele, ahşap, metal veya sentetik mazlemedir. |
Kamarata |
İşi kolaylaştırmak için piyantanın kamara kısmına iz yapan el aracı. |
Kampre makinası |
Sayanın monteisinin kolay olması için belli bir şekik vermek için kullanılan makina. |
Kapsül |
|
Keten ayakkabı |
Saya esas malzemesi dokuma olan ayakkabı. |
Kısa topuk ölçüsü |
Topuk arkasındaki en alçak nokta ile ayağın bacağa birleştiği noktayı saran uzaklık. |
Kön |
At derisi, at gönü, ham deri. Anadolu ağzında söylenişi; gön. |
Konç astarı |
Sayanın boğaz kısmındaki astar. |
Kopça |
Saya yapımında ayakkabı bağlarının takılması için kullanılan metal parça. |
Köprü kayışı |
Ayakkabılarda ayna kısmını üstten tutturmak için kullanılan bantlar. |
Köprülü ayakkabı |
Bel kısmı normalden daha yüksek ayaklar için yapılmış ortopedik ayakkabı. |
Kordonet |
Sayaya süs dikişi yapmakta kullanılan kalın iplik. |
Kösele |
Büyük baş hayavanın ham derilerinin orta ve ağır boyda olanlarından, bitkisel tanenler ve diğer organik debbağlayıcıların tek başına veya bir arada kullanılmasıyla sepilenerek elde edile sert, sıkı tutumlu tabii renkte silindirden geçmiş ayakkabı tabanı yapımında kullanılan mamul deri. Kösele çeşitleri. terimine bakınız. |
Kösele çeşitleri |
2. Kullanım yerine göre
3. Kalitesine göre
4. Üretildiğe yere göre
5. Bölümlerine göre
|
Kotkot |
Nalın, takunya. |
Kovboy çizmesi |
Silik ya da küt burunlu sayasının ayna ve konç kısımları süs dikişli, piyantası dikişli, tabanı kösele ve düz içe kaçık ökçeli çizme. |
Kovboy ökçe |
Önü düz, arkası aşağıya doğru içe kaçık kovboy çizmelerinde kullanılan ökçe türü. |
Koyka |
Kılları temizlenmiş deri. 11. yüzyıl ve öncesinde deriler başka bir işleme tabi tutulmadan ayak giysisi yapımında kullanılıyor olabilir. |
Labonya |
Yeni yapılan ayakkabıların ökçe etrafını ve tabanı parlatmak için ısıtılarkı, mum sürülerek kullanılan el aracı. |
Lame |
Dokusunda çoğunlukla gümüş ve altın renginde tel bulunan kumaş veya metal parlaklığı verilmiş. deri. |
Laminasyon |
Güçlendirmek amacıyla bir katı astar olmak üzere iki kat üretilen sentetik ya da tekstil malzeme arasında plastik levha konulması işlemi. |
Lapçın |
|
Lapon kar papucu |
Sivri burunlu, düz tabanlı, bilekten itibaren kürk çeşitleri bulunan çizme. |
Lastik hamuru |
Tabanı oluşturacak lastiğin kalıba dökülmeden önceki sıvı hali. |
Latometre |
Yüzlük derilerin cilt esnekliğini ölçen alet. |
Lema |
Terlik dikişi. |
Levger |
Ayakkabıların dikiş yerlerini ütülemekte kullanılan araç. |
Lezar |
İşlenmiş yılan derisi. |
Loafer |
Aynası ve arka parçası saraç dikişli, yüzünde bir bant bulunan, alçak ökçeli yumuşak ayakkabı modeli. |
Lokman |
Koncu kısa ayakkabı. |
Lord kalıp |
Burun kısmı oldukça geniş kalıp tipi. |
Lorta |
42 numara yemeni kalıbı |
Lükens tipi ökçe |
Pine ökçe. terimine bakınız. |
Majda |
Sahtiyan. |
Makat ağacı |
Ayakkabıcıların gönleri parlatmak için kullandıkları yuvarlak değnek. |
Makinata |
Piyanta duvarını düzeltmek ve parlatmak için ısıtılarak cila ya da muma sürülerek kullanılan el aleti. Üç türlüdür:
Çeşitli kalınlıkları vardır: 7-8 makinata vardolalı, 11-12 makinata fiyapalı işlerde kullanılır. |
Mana |
Aynalı ökçelerin kenarlarına ve kamaraya ısıtılarak geçilen filo benzeri metal el aracı. |
Manta |
Ayağın terlememesi için ayakkabıların içine konan mantar. |
Mantar hamuru |
Tabanın düzgün olmasının sağlamak için taban yapıştırmaya hazırlık aşamasında, işin tabanındaki boşlukları doldurmakta kullanılan dolgu maddesi. |
Markop |
|
Maskaret çizgisi |
|
Maskaret dikişi |
Maskaret parçasını yüze tutturan dikiş ya da dikişl |
Mastella suyu |
Mastella tenekesindeki su. |
Mazap |
Masat. |
Merkub |
Tanzimat ve sonrası dönemde kullanılan, mest ve çedik üzerine giyilen iskarpin türü kabaralı ayakkabı. |
Meşin traşı |
Meşin gamba astarının gereken kenarlarının inceltilmesi. |
Metatarsal düşüklüğü |
Tranvers arkın çöküklüğü sonucu oluşan ayak bozukluğunun adı. |
Metelik |
26 ve 27 numara yemeni kalıbı. |
Metot |
Köylü kadınların giydiği, üzeri işlemeli ayakkabı. |
Mikladuz |
Kunduracıların yere dökülen çivileri toplamakta kullandıkları mıknatıs. |
Milo |
Ayakta parmak kemikleri ile tarak kemiklerinin birleştiği çizginin her iki kenarı. Kalıpta kalıp tabanının en geniş olduğu kısmın her iki kenarı. İç ve dış milo olmak üzere ikiye ayrılır. |
Milo başı |
İç milo ya da dış milo. |
Mıknatıslı çekiç |
Falçaları birbirine çivileyerek birleştirmede kullanılan uzun ağızlı çekiç. |
Mokasen |
|
Molyer |
Gambası yüzün üstüne dikilen ayakkabı modeli. |
Monte çivisi |
Monte işlemi sırasında sayanın kalıba tuttutulmasını sağlayan çivi. 5.22 ve 6.22’lik olmak üzere iki ayrı kalınlıktadır. Monte işlemi makinede yağılıyorsa kullanılan çivi kısa ve bakırdandır. |
Mostra |
|
Mozaik tekniği |
16. ve 18. yüzyıllarda Osmanlı saray ayakkabı yapımında kullanılan bir süsleme tekniği. İki ayrı renkteki derilere motif çizilir ve kesilir. Zemini olurşturacak deri üzerindeki boşluklara diğer deri parçaları yerleştirilir. Kenarları ince ince dikilir. Bu dikişler gümüş iplikle gizlenir. |
Muflon |
Kışlık ayakkabıların sayalarında kullanılan kemik, sarı beyaz ve gri renklerde uzun tüylü sentetik astarlık malzeme. |
Muhkir |
Deri veya sahtiyan parçası. |
Mühre |
|
Mule |
18. yüzyılda kullanılan, sayasının arkası açık, yüzü kapalı, yüksek ökçeli, sivri burunlu ayakkabı modeli. |
Muşta |
Köseleye sertleştirmek için diz demiri üzerinde dövmekte kullanılan metal tokmak. |
Mütevelli |
Osmanlı ayakkabıcı esnafının ve sanatkarının hayır işleri için ayırdığı parayı saklayan görevli. |
Nalça |
Küçük nal anlamında nalçe olarak kullanılan, halk ağzında nalça olmuştur. Çabuk aşınmaması için ökçe lastiğinin üstüne milo başlarına, buruna çakılan demir parçası. |
Nalıncı keseri |
Nalın tabanı yapımında kullanılan metal bir araç. |
Natır nalını |
Hamam natırlarının giydiği nalın. |
Navlım |
Çarık dikmekte kullanılan, ince sırım şeklinde kesilmiş deri. |
Nedbe |
Derideki yara izi. |
Ödük |
Çocuk ayakkabısı. |
Ökçe |
Ayakkabının arkasını yükselterek esas tabanın yere daha iyi basmasını sağlamak için tabanın arka kenarına konulan çeşitli malzemeden yapılmış parça. Üretildiği malzemeye göre ökçe çeşitleri:
Sargılı olup olmamasına göre ökçe çeşitleri.
Ökçe yükseklikleri ayakkabı modasına bağlı olarak değişmektedir. Merdane ayakkabı ökçelerinin yüksekliği mm. cinsinden, zenne ayakkabı ökçelerinin yükdekliği is punt cinsinden ifade edilir. Ökçe modelleri de modaya bağlı olarak değişmektedir. |
Ökçe altı |
Ökçenin üstüne konulguüu bel ile tabanın arka bölümünü ökçenin kolay oturabileceği hale getiren makine. |
Ökçe altı oyma makinesi |
Ökçenin konulacağı tabanın arka bölümünü ökçenin kolay oturabileceği hale getiren makine. |
Ökçe çivisi |
Pataki çivisi. terimine bakınız. |
Ökçe demiri |
|
Olayak |
Ayakkabıcıların kullandığı en büyük ayakkabı kalıbı. |
Oldang |
Pabuç altı tabanı, mestin alt yanı. |
Olduruk |
Çarığın deinen yerini onarmak için konulan deri parçası. |
Oltan |
|
Opanke |
Güney Slav halkının giydiği topuksuz, çarık benzeri bir ayakkabı. |
Oskar |
İnek derisinden yapılmış ayakkabı sayası. |
Oturtma noktası |
Kalıbın arka ortasından çizilecek bir çizginin kalıbın tabanıyla buluştuğu nokta. |
Oyma |
Çizme yapımında kullanılan Türkmen keçesi. |
Oynak açısı |
Milo başlarının birleşmesiyle meydana gelen çizginin iç milo başında oluşturduğu 70 derecelik açı. |
Pantograf |
İstampayı, modele ve ayakkabı numaralarına göre çoğaltan alet. |
Papi |
Çocuk dilinde pabuç. |
Pataki çivisi |
Tabana yapıştırılmış ökçeyi sağlamlaştırmak için çakılan çivi türü. |
Perçem |
Yarma derilerden kösele şeklinde işlenerek elde edilen malzemedir. |
Perçin |
|
Perçinleme |
Perçin yapma işlem. |
Pert |
Çarık için kesinlen gönün yanları, kıyılarından kalan parçalar |
Peştemek kuşanma geleneği |
Kalfanın işini iyice öğrenip kendi dükkanını açacağı zaman yağılan törende, ustasında. yeterlilik izni aldığını göstermek için belen peştemal bağlanması. |
Pili ayakkabı |
Pilden enerji alan ışık ya da ısıtıcılı ayakkabı. |
Pimse |
Ayakkabı zeminindeki pürüzleri gidermek için kullanılan zımpara. |
Pine |
Çarık ve yemeni tabanı |
Pine ökçe |
Uca doğru incelen ökçe. |
Pineci |
Eski ayakkabıları tamir eden kimse. |
Pir |
Halk arasında her mesleğin bir öncüsü(pir) vardı; debbağların piri, yani ayakkabıcıların Ahi Evreni mestçilerin piri Ebu Hureyre, dikici, çizmeci ve ayakakbıların piri Yemen-i Ekber(Ekber-i Yemen)dir. Kurala göre kepenk açma duasında pirlerin adı zikredilrdi. |
Pisi |
Ucunda ponpon olan olan tekstil ayakkabı. |
Pistarizma |
Döğüştürme. terimine bakınız |
Pına |
Eskiyen ayakkabının altına konulan pençe. |
Poçik |
Yemeni ayakkabının ortasında kulağa benzer bir parça. |
Polatka |
Kalfanın işyeri değiştirirken yeni işyerinden eski iş yerine ödenmek üzere aldığı transfer parası. |
Ponteriz atma |
Ayakkabının gerek yapımı, gerek kullanımı sırasında zorlamayla karşılaşılacak olan kısımlarında; mesela arka çatı dikişinin üst ve allt uçarı, dilin yüz ve gambayla birleştiği kenarın, gambaların yüz ile birleştiği uçlarına sağlamlaştırmak amacıyla buralara dikişlerin bir kaç kat atılması işlemidir. |
Popul |
Çocuk ayakkabısı. Patik |
Posdik |
Çocuk ayakkabısı. Patik. |
Postal |
|
Pot |
|
Presleme |
Ayakkabının tabanının pres makinasında sıkıştırılarak yapıştırılması. |
Pudralama |
Ayakkabının kalıptan kolay çıkması için kalıbın arka ve yan tarafına pudra sürülmesi işlemi. |
Pul |
|
Pullen ayakkabı |
15. yüzyılada başlarında kullanılan ayakkabı türü. Düz tabnlı, sivri burunlu, konçları bilek üstüne uzanan kapalı ayakkabı. |
Punt |
|
Pürüzlendirme |
Sayanın taban astarına yapıştırıldıktan sonra uçlarının iyice yapışması için bir makinede traşlama suretiyle pürüzlendirilmesi. Böylece yapıştırma sıvısı pürüzlü yüzeylere sızarak kuvvetli yapıştırma sağlanır. |
Puştan |
Çarığın içine konulan bez. |
Rakapta |
Taban yapımında kullanılan yardımcı malzemelerin tümü. |
Raspa |
Köseleyi törpüleyerek düzeltmeye yarayan alet. Fora ve filo raspası olmak üzere iki türlüdür. |
Reşik |
Van’a özel yöresel motiflerle işlenen, keçi kılından yapılan bir ayakkabı türü. |
Rivet |
Sayayı sağlamlaştırmak ya da estetik bir görünüm kazandırmak için kullanılan iki parçadan oluşan perçin. |
Roda |
Saya dikiş maekinesinde iğnenin yanında bulunan düz dikiş geçmek ve malzemenin kaymasını önlemekle görevli küçük yuvarlak. |
Rugan |
Sığır, dana, at , deve, keçi, oğlak ve koyun derilerinin doğal ve sentetik her türlü debbağlayıcı maddelerle ve türlü usullerle sepilenmesinden sonra türlü renklerde sırçadan boyanmış ve ayrıca yağlı veya sentetik laklarla finisaj yağılmış çok parlak görünüşlü yumuşak tutumlu deri. |
Rüzgar |
Yemeni benzeri ayakkabı. |
Rüzgar ulusu taban |
Bir ayakkabı uzunluğu adı. |
Ruzvelt |
II. Dünya Savaşı yıllarında AMerika Birleşik Devletleri’nin Türk ordusuna gönderdiği bir tür postal. Tabanı kalın sentetik malzemeden, sayası kalın deriden, çapraz bağcıklı, kaba bot. |
Şablon |
İstampa. terimine bakınız. |
Sabot |
18. Yüzyılda kullanılan tamamı tahtadan çarık tipi köçeli ayakkabı. |
Sahtiyan |
Keçi derilerinin, bitkisel tanenler kullanılarak türlü usullerle sepilenmesinden elde edilen doğal renkli veya boyanmış, yumuşak, işlenmiş derilerdi. Birinci, ikinci, üçüncü ve ıskarta olmak üzere dört kaliteye ayrılır. |
Saklı taban |
Fiyapa. terimine bakınız. |
Sakman |
Mest. |
Samak(sumak) |
Ayakkabı boyası elde edilen bir çeşit ot. |
Şanağı |
Çizme ya da postal yapımında kullanılan kalıp. |
Sapık |
Kısa çizme, konçlu ayakkabı, mest. |
Şaplama |
Kemik kısmından ayakkabıya eklenen parça. |
Şaplı çarık |
İçine şap sürülmüş çarık. |
Saraç |
|
Saretlimes |
Saraçlanmış, boğazlı, yandan kancalı mest. |
Şason |
Kadınların ayakkabılarının üzerine giydikleri ve koruma görevi gören uzun konçlu koruyucu. |
Saya |
Sayanın bölümleri:
|
Saya traş bıçağı |
Saya parçalarını traşlama işinde kullanılan falçatadan daha dar bıçak. |
Şekkal |
Eski ayakkabı anlamında kullanılar sözcük. |
Şellek |
Eski kadın akakkabılarına denirdi. |
Sepileme |
Deri, post v.b. malzemeleri kullanabilecek hale getirmek için uygulanan işlemlerin tümü, tabaklık. |
Şerit |
|
Seyhal |
Yemeni gibi ayakkabıların, dikildikten sonra içini dışına çevirmekte kullanılan ağaç aygıt. |
Şipidik |
Bir tür terlik. Anadolu ağızlarında: Şıpşıp, şibidik, şipidik, şiplek, şippidi, şipşik, şipşip, şipşibi olarak geçmektedir. Yürürken "şip şip" diye ses çıkarmasından dolayı böyle adlıandırılmış olması gerektir. |
Şirvani başmak |
17. yüzyılda kullanılmış bir Şirvan ayakkabısı. . |
Sıgzıg |
Mest ve ayakkabı gibi şeylerde iki dikiş arasına konulan sahtiyan. |
Şıllık |
Şipidik. terimine bakınız. |
Şıp şıp |
|
Soğ |
Çarık tabanına konulan keçe. |
Şoklama |
Taban malzemesini yapıştırmak için iç tarafa ve taban malzemesine sürülen yapıştırıcının ışık ısısı yoluyla aftifleştirimesi işlemi. |
Spira |
Derinin yüzülürken dikkatsizlikle aldığı bıçak yarası. |
Tabakhane |
Ham derinin işlendiği yer. (Farsçası: Debbağ-hâne) |
Tabakhane-i Klevehane-i Âmire |
II. Mahmud’un Beykoz Ayakkabı Fabrikasına verdiği ad. |
Tabaklama |
Sepileme terimine bakınız. |
Taban |
Ayakkabının burnundan başlayarak ökçe arka ucuna kadar uzanan alst kısmı olup, üç bölüme ayrılır:
|
Taban astarı |
Monteden önce kalıbın tabanına çakılan doğal ya da yapay malzeme. |
Taban astarı çakma |
Hazırlanmış taban astarınının kalıba tutturulması. |
Taban astarı çakma işçisi |
Kalıbın tabanına taban astarını tutturan kişi. |
Taban astarı çakma ve kenarını alma makinesi işçisi |
Taban astarını kalıba zımbalayan ve kenardaki fazlalıkları zımparalayn makineyi çalıştıran kişi. |
Taban astarı fazlası kesme |
Taban astarının kalıba çakıldıktan sonra kenarlarındaki fazlalıklarının kalıba göre kesilerek düzeltilmesi. |
Taban astarı germe |
Taban astarı çakma. terimime bakınız. |
Taban astarı hazırlama işçisi |
Taban astarı malzemesini kesme, numaralama, bez yapıştırma gibi işlemlerden geçirerek kalıba çivilenecek duruma getiren işçi. |
Taban astarı kenarı alma |
Taban astarı fazlası kesme. terimine bakınız. |
Taban astarı malzemeleri |
|
Taban astarına bez yapıştırma işçisi |
Kalıptan çıkan ayakkabı içinin temiz görünmesi için taban astarının kalıba çakılmadan önce pence bölümüne bez yapıştırak işçi. |
Taban astarlık kösele |
Taban astarı yapımında kullanılan rakaptalık kösele. |
Taban demiri |
Hazırlanan ayakkabı ile terliği kalıplarına geçirmeye yarayan bir ayakkabı aracı. |
Taban dikme makinesi işçisi |
Tabana makinede dikiş diken kişi. |
Taban dolgusu |
Taban köselesi konulabilecek duruma gelmiş ayakkabıda taban düzlüğünü sağlamak için deri parçası, suni kösele veya mantar macunu v.b. malzemenin tabana konulmasıyla oluşan bölüm. |
Taban geçirme |
Havuzlu hazır tabanın yarı üretilmiş haldeki ayakkabıya yapıştırılması. |
Taban kapama |
Üste atmak. terimine bakınız. |
Taban köselenin kurutulması |
Kösele yüzeyinin açık renk olması için freze işlemleri sırasında pimseye tutmadan önce köselenin ısıtılarak kurutulması işlemi. |
Taban perdah |
Pimse işlemi. |
Taban üretim çeşitleri |
Tabanı dikişli ayakkabı. (fortlui batumalı, kazumalı gibi.) Yapıştırma ayakkabı Atom ayakkabı Rok ayakkabı Sandalye ayakkabı Sandalet ayakkabı Tabanı enjekte ayakkabı Sandal ayakkabı Vulkanize ayakkabı |
Taban üretim işçisi |
|
Taban üretimi |
|
Taban üretimi bölümü |
Bitmiş sayanın ayakkabı durumuna getirildiği bölümlerin genel adı. |
Taban ve fiyapa kesme işçisi |
Taban ve fiyapa malzemelerini preste kesen kişi. |
Taban yapıştırma |
Üste atmak. terimine bakınız. |
Taban yapıştırma makinesi işçisi |
Taban malzemesine yarı üretilmiş haldeki ayakkabının altını yapıştıran makineyi çalıştıran kişi. |
Taban yapıştırma(üste atma) işçisi |
Taban malzemesini monte edilmiş sayanın altına yapıştıran kişi. |
Taban yapıştırmaya hazırlık işçisi |
Yarı üretilmiş ayakkabının tabanına ve taban malzemesine pürüzlendirdikten sorna yağıştırıcı süren kişi. |
Taban yapıştırmaya hazırlık traşı |
Monte işleminden sonra taban esas malzemesinin iyi yağışmasını sağlamak için saya alt uçlarının inceltilmesi. |
Tabanı enjekte ayakkabı |
Enjeksiyon makinesinde metal kalıplara geçirilen sayanın altına bir veya çok renkli PVC veya başka bir malzeme, direkt olarak enjekte edilerek oluşturulan ayakkabı. |
Tabanı yarım demirli kalıp |
Taban arkası milolara kadar perçin ya da başka amaçlarla kullanılmak üzere metal kaplı kalıp. |
Tahta çivi |
Günümüzde kullanılmayan ancak eskiden vardola ve / veya köseleye çakılan ağaç çivi. |
Tahta çivili ayakkabı |
Taban köselesi tahta çivilerle tuttutulmuş ayakkabı. tahta çivili ayakkabı yapıldığı dönemde batuma ve kazuma dikişli el işi ayakkabılar da yapılıyordu. Tahta çivili ayakkabılar orta ve düşük kaliteli olarak bilinir. |
Tahta ökçe |
Kavak ve benzeri yumuşak ağaçlardan yapılmış ökçe. |
Tahta pabuç |
|
Tahta papuşu |
Evin içinde giyilen takunya türü terlik. |
Tahta takatuka |
Alçak ökçeli, burnu sivri ve yukarı kalkık, arkası topuğun yarısını örtecek yükseklikte tahta ayakkabı. |
Takım geçme |
Temizlemedn önce çeşitli el aletleri ile ayakkabının altına, piyantasına ve ökçe çevresine süs yapma işlemi. |
Takırdak |
Takunya. terimine bakınız. |
Takırdaklı nalın |
Kar takunyası. |
Takka |
Terlik. terimine bakınız. |
Taklit XIV. Louis ökçe(huni) |
Alta doğru indikçe incelen, önü düze yakın, arkası içe kaçık yüksek ökçe tipi. |
Taknunya |
Tabanı ağaç, mantar ya da pilastik tasmalı ve dolgun tabanlı evde ve sokakta giyilen bir tür ayakkabı. |
Taktak |
Ayakkabı çekici. |
Takunyacı |
Takunya yapan veya satan kişi. |
Takviye bandı |
Sayanın yapımı ve kullanımı sırasında dayanıklılığını sağlayan dokunmuş veya gilm malzemeden şerit ya da alan halinde ürünlerdir. Ağız takviye bantları, arka dikiş takviye bantları, genel takviye bantları gibi. |
Tam fora |
Tabanın tüm çevresine yapılan fora dikişi. |
Tam pençe |
Ayakkabı ya da kalıp tabanı. |
Tamak |
Hafif ve yumuşak bir çeşit ayakkabı, mest. |
Tanalya |
Danalya. terimine bakınız. |
Tanga |
Kadın ayakkabası. |
Tango |
Tanga. terimine bakınız. |
Tank ökçe |
Ön kısmı ayakkabının tabanına birleşen ve milo başlarına kadar uzanan ökçe tipi. |
Tapalanmak |
Ayakkabının ayağı vurması. |
Tapon ayakkabı |
Kalp ayakkabı. terimine bakınız. |
Taptap |
Takunya. terimine bakınız. |
Tarak çevresi |
Ayağın yere bastığı en geniş bölümde ayak tabanı, yanları ve üstünün uzunluğunun toplamı. |
Tarak genişliği |
|
Taraklı ayakkabı |
Normal ayakkabılara nisbetle enleri fazla geniş olan ayakkabı. |
Taşlı vinileks |
Alt tarafı bez, üstü parlak, beyaz, sarı ya da pembe renkte küçük küçük metal parçalarla bezenmiş sentetik saya malzemesi. Fantazi zenne için kullanılır. |
Taykeş |
Tekleri birbirine uymayan, benzemeyen, tek kalan (ayakkabı, eldiven, öküz v.b çiftler için) |
Tebdil çizmesi |
Sultan I. Abdülhamid için yapılmış, kıyafet değiştirerek halk arasında bulunduğu zamanlarda giydiği çizme. |
Tebdil Pabucu |
Sultan 1. Abdülhamid için yapılmış, kıyafet değiştirerek halk arasında bulunduğu zamanlarda giydiği pabuç. |
Teber |
Terlik sayası kesiminde kullanılan kesici alet. |
Tek parça dikiş |
Sayaya hiç iplik kesmeden yapılan süs dikişi. |
Tek sıra dikiş |
Saya parçalarını birleştiren tek sıradan ibaret dikiş. |
Tekdaş |
Taykeş. terimine bakınız. |
Teknik hizmet ayakkabıları |
Özelliği olan ileri yapanların kullandıkları işin özelliğine göre yağılmış ayakkabılar. Yüksek gerilim hatlarında çalışan işçilerin, dalgıçların giydiği ayakkabılar. |
Tekstil ayakkabı |
Keten ayakkabı. terimine bakınız. |
Tel çivi |
Monte Çivisi. terimine bakınız |
Tela |
Ayakkabıda fort, bombe ya da formela malzemesi olarak kullanılan ince, gözenekli dokuma. |
Temizleme işlemleri |
Kalıptan çıkarılan ayakkabının cilalanması, ütü yapılması, mostra yapıştırılması, bağ talıklması parlatılması ufak tefek yapım hatalarının rötuş yapılması gibi ayakkabının satışa hazır hale getirilmesi işlemlerinin tümü. |
Temizleme kaşığı |
Ütü kaşığı. terimine bakınız. |
Temizleme ve kutulama bölümü |
Temizleme işlemlerinin son kalite kontrolünün, çfitlemenin ve çift halindeki ayakkabıların kutulara yerleştirilme işlemerinin yapıldığı bölüm. |
Temizlemeci |
Temizleme işlemini yapan kişi. |
Tenis ayakkabısı |
Tenis oynarken giyilen, genelde beyaz, kauçuk tabanlı ayakkabı. |
Terlik |
Genellikle ev içinde giyilen hafif ve türlü biçimlerde ayakkabı. Tarihte Hıristiyan kadınlar sokağa çıkarken ayaklarına Ermeniler kırmızı, Rumlar siyah, Museviler mavi terlik giyerlerdi. |
Terlikçi |
Terlik yapan veya satan kişi. |
Terlikçilik |
Terlik yapma ya da satma işi. |
Termo fort bombe |
Termo plastikten yapılmış fort ve bombe. |
Termo plastik taban |
Termo plastikten üretilmiş hazır taban. Yapıştırıcı sütüldükten sonra ısıtılarak tabana yapıştırılır. |
Termo taban |
Termo plastik taban. terimine bakınız. |
Ters dikiş |
Çarık ve benzerlerinin yapımında elle yapılan bir tür dikiş. |
Testevren |
Dikilen ayakkabıyı çevirmeye yarayan ağaçtan yapılmış büyük araç. |
Teyemek |
Yeni ayakkabının dikiş yerlerinin üstünden bir kez daha dikmek. |
Tiler |
Terlik. terimine bakınız. |
Timberland |
Sayası bağlı ya da bağsız, ağız kenarları geniş kıyılık üzerinde kapsül ve deri şeritlerle süslü, bağsız tiplerinin ayanlarında püskül bulunan, yağlı deriden yapılan rock tipi, tabanı sentetik malzemeli yumuşak ayakkabı. |
Tirçe |
Kırnap biçiminde kesilmiş deri. |
Tirki |
Postal, çizme. |
Tirşelemek |
Çarık kıyılarına sırım geçirmek için delik açmak. |
Tizildürük |
Çedik, mest gibi şeylerin ucuna süsleme amacıyla takılan pullar. |
Tıgı |
Deri dikmeye yarayan iğneye delik açan bir araç. |
Tıkırdak | |
Tıkız |
Tıkıs. terimine bakınız. |
Tıkkır |
Çocuk ayakkabısı. |
Tıktık |
Takunya. terimine bakınız. |
Tıktıkçı |
Takunyacı. terimine bakınız. |
Tırpan |
Ayakkabı altına konarak köselenin kolay yapışması için pürüzlü duruma sokmakta kullanılan, metal dişleri olan fırça. |
Tırtılcı |
Zımbacı. terimine bakınız. |
Tırtıllı makas |
Saya parçalarının kenarlarını süslemek amacıyla zikzak kesen makas. |
Toka |
Sayanın belli yerlerinde kullanılan metal aksesuar,. Tokalar genellikle sarı, beyaz, siyah ve kahverengi renklerde olmaktadır. Bir toka iki bölümden meydana gelir:
|
Toka dili |
Bir tür tokanın, kitlenmesine yarayan ince uzun tokalı metal parça. |
Toka takma |
Ayakkabıda modele göre istenen yere tabanın tutturulması. |
Tokalaç |
Tabaklanmış deri artıklarının ısıtılıp topak yapıldıktan sonra yakılmak için kurutulmuş durumu. |
Tokalı ayakkabı |
Sayasında toka bulunan ayakkabı. |
Tokmak |
Köseleyi sertleştirmek için diz demiri üzerinde döven el aleti, büyük çekiç. |
Tokum |
Hayvan derisi. |
Tokya |
Tokyo. terimine bakınız. |
Tokyo |
Sayası çapraz biçimde tutturulmuş iki banttan ibaret, tamamı süngerli sentetik maddeden yapılmış ayak giyeceği. |
Topuk |
İnsan ayağının arka tarafı. |
Topuk çevresi |
Kısa topuk ölçüsü. terimine bakınız. |
Topuk demiri |
Ayakkabıların ökçe kısmına çakılan küçük demir. |
Topuk mesti |
Üstüne pabuç veya yemeni giyilen bir kadın mesti. |
Topuk nümayişi (gösterisi) |
Üstüne pabuç veya yemeni giyilen bir kadın mesti. (Burada "topuk" kelimesi "ökçe" anlamında kullanılmıştır. |
Topuk yükseltici malzeme |
İskarpin tipi ayakkabı ağzının, aşık kemiğini vurmaması için, topuk altına gelecek biçimde yerleştirilen karton, keçe gibi malzeme. |
Topuklu kundura |
Çorum köylerinde kadınların giydiği ökçesi süslü ayakkabı. |
Toroğlu |
Kar ve çamurda giyilen boğazlı bir çeşit ayakkabı, şoson. |
Toz kazuma |
Çok ince ilmeklereden oluşan kazuma. |
Tozluk |
Tanzimattan sonra fotin üzerine giyilen tozluklar biri topuk, diğeri ayağın üstünü örten, parçaları dışa gelen yandan 4-5 düğme ile iliklenen, en yumuşak deriden özellikler produsüetten yağılan bacak koruyucusu. |
Tozluklu kundura |
Alçak ökçeli, yuvarlak burunlu, kapalı kundura üzerine yandan düğmeli, uzun konçlu tozluklu ayakkabı türü. |
Trabzan |
Ayakkabının konulduğu tahta raf. |
Trampolin ayakkabısı |
Trampolin yaparken giyilen ayakkabı çeşidi. |
Transvers ark |
Ayak tark kemiklerinin hemen arkasından geçen enine arktır. Bu arkın çöküklüğünde metararsal düşüklüğü ortaya çıkar. |
Traş |
|
Traş bıçağı | |
Traş makinesi |
Traş yapımında kullanılan makine. |
Traş mermeri |
Üstünde sayacıların saya parçalarını traşladıkları mermer parçası. |
Trente |
Arka çatı dikişini sağlamlaştırmak maksadıyla kullanılan bez şerit. |
Tulum traşı |
Tulum kıyılık dönülecek ağız çevresini ve kıyılığa yapılan traş. |
Tulumbaca |
Tabanı bir kaç kat deri. Üstü tek kat deri ayakkabı. |
Tulumbacı |
Basılarak giyilen ayakkabı. |
Tulumbacı yemenisi |
Kara sahtiyandan yapılmış filar. |
Tumaç |
Sepilenerek boyanmış, cilalanmış deri. |
Tumak |
Çizme. terimine bakınız. |
Tumaş |
Ayakkabılık meşin. |
Tur atmak |
Ayakkabı yapımı sırasında bir işin bir bandı dılaşıp tamamlaması. |
Tura |
İşlenmiş on tane derinin iplikle bağanmış hali. |
Türkistan çekmesi |
Düz tabanlı, sivri ve kıvrık burunlu, konçları yukarı doğru genişleyen ön tarafta hafifçe sivrilerek son bulan bilek kısmı bantla çevrelenmiş çizme. |
Türkmen çizmesi |
Türkmenlerin kışın ve ata binerken giydikleri yüksek ökçeli, boğazı diz kapağına kadar uzanan bir franktan büyük olmayan demirle ökçesi sağlamlaştırılmış deri çizme. |
Tutturma dikişi |
3 kat iplik kullanılarak yapılan espadril sayası ile tabanını birbirine bağlayan dikiş. |
Üç ayaklı örs |
Uzun örsten daha küçük boyda, ayaklarına göre üç ayrı yönlü, üç ucu da değişik büyüklükte, yere konduğunda iki ayak üzerinde duran, dizle üzerine konulan ve yukarıda kalan ayağı kullanılan, eski modelleri dövme demirden, yeni modelleri dökümden olan örs. |
Üçlü çivi çakma |
Çivili ayakkabı yapımında çivilerin üçerli gruplar düzeninde çakılması işlemi. |
Uğla |
Tabanda ökçe uçları ve buruna yuvarlak iz yağmak için ısıtılarak kullanılan metal el aleti. |
Ulak |
Çarık bağı. |
Ulema pabucu |
Osmanlı biginlerinin giydiği koyu mavi renkteki ayakkabı. |
Ulu ayak |
45 ve 46 numara yemeni kalıbı. |
Uluorta |
|
Uluorta ayak |
T.K.S.M. Ktb. Revan 1935 ve 1936 sayı ile kayıtlı, II. Bayezid’in emri ile H.907/M.1501’de hazırlanan narh defterinde rastlanan ayakkabı boyu adı. |
Üst deri |
Sayanın dışını oluşturan deri. |
Üst kaşığı |
Temizlem işlemi sırasında sayadaki kırışıklıkları gidermek için ısıtılarak sayaya sürülen ince ve uzun, kaşığa benzer madeni araç. Isıtma işi, ispirto ocağı ya da elektrikle sağlanır. |
Usta |
Küçük ölçekli imalathaneyi kurup işleten kimsedir. Kesim temizleme gibi üretimde çalışır. |
Üste atmak |
|
Üstten esneyen ayakkabı |
Ayağın rahatça girip çıkmasını sağlamak için üst ya da yan bölümü lastikli malzemeden yağılmış malasen tipi ayakkabı. |
Üstten monteli rok |
1960’a kadar kullanılan, yüz parçası kalıbın üst kısmına monte çivileriyle tutturulduktan sonra ayna parçasıyla birlikte saraca gönderilern ve saracın aynayı yüzdeki monta çivilerini sökerek diktiği rok ayakkabıların yapım yöntemi. |
Ütü makinesi |
ELektrikli ütü kaşığı. |
Üzgar |
44 numara yemeni kalıbı. |
Uzun ayakkabı |
Taraklarının inceliğine karşı boyları göze batacak kadar uzun olan ayakkabı. |
Uzun ön ayak |
Ayak basma çizgisi ile başparmağın uç noktası arasında kalan bölümü normale göre uzun olan ayakkabı. |
Uzun örs |
Sivri ucu büyük bir kütüğe çakılı, öres bölümü, üç ayaklı örsün en büyüğü ölçüsünde, yüksekliği oturan kimsenin dizleri düzeyini aşan örs türüç |
Uzun sopalı pens |
Taban üretimi sırasında kullanılan uzun saplı bir tür pens. |
Uzun topuk ölçüsü |
Ayak yere basar durumdayken topuk arkasındaki en alçak nokta ile ayak üstündeki en yüksek noktayı saran uzaklık. |
Vaketa |
Orta ve hafif ağırlıkta ham sığır derilerden bitkisel usulle kanat halinde sepilelenen fazlaca yağnalıp sırça tarafı perdahlanıp tabii renkte sırçadan siyah ve kahverengi boyanmış yumuşak deri. Üç renkte olur:
|
Vakte |
Vaketa. terimine bakınız. |
Vardola dönme |
Vardolanın monte edilmiş sayanın taban kenarlarına yapıştırılması işlemi. |
Vardolalık kösele |
Vardola yapımında kullanılan ince kösele. |
Vasdane |
34 ve 35 numara yemeni kalıbı. |
Venör (Veneur) çizmesi |
15. yüzyılda kullanılan ökçesiz, konçları diz üstüne kadar uzanan ve yanlarından bağcıklarla bağlanan çizme. |
Vidala |
Ağır, orta ve hafif sığır derileriyle dana ve at derilerinin krom tuzları ile sepilenmesinden elde edilen sırça tarafından finisaj görmüş türlü renklerde ve yumuşak tutumlu deri. Birinci, ikinci, üçüncü ve ıskarta olmak üzere dört standart kaliteye ayrılır. |
Vinileks |
Yapay deri. |
Vinileks ayakkabı |
Sayası vinileksten yapılan ayakkabı. |
Vitrin |
Ayakkabı bağlarını bir tür düz bağlama şekli. |
Vulkanize ayakkabı |
Tabanı, ısı ve basınç altında tabii ya da suni kauçuktan oluşan ayakkabı. |
Vulkanize kauçuk taban |
Çeşitli maddeler ilave edilmiş kauçuktan ısı ve basınç altında elde edilmiş hazır taban. |
Vulkanize lastik taban astarı |
Isı ve basınç altında sentetik maddeden oluşturulan taban astarı. |
Yaappaa |
Çiftçilerin giydikleri, uzun konçlu ayakkabı. |
Yabanlık |
Ev içinde özel günlerde giyilen giysi ya da pabuç. |
Yağlı deri |
Kalın ve cilt tarafı mat, az su geçirme özelliğine sahip vidala. Deri. |
Yağubbe |
|
Yakma |
Kıvırma yapılamayacak ya da kıyılık dönülemeyecek saya parçalarının güzel bir görünüm alması için mum ya da ispirto alevinde yakılması ve boyanması işilemi. |
Yakma traşı |
Yakma yapılacak saya kenarlarının inceltimesi. Yakma traşı saya malzemesi çok kalınsa uygulanır. |
Yalancı maskaret dikişi |
Ayrı bir maskaret parçası bulunmayan sayada tekya da çift iğneli saya dikiş makinesi ile maskaret çizgisine geçilen dikiş. |
Yalancı vardola dikişi |
Dikişli ya da çift dikişli vardolada bulunan dikişler. |
Yalınkat |
Sayası saytiyan, tabanı ince ve köseleden yapılan, sayası ile tabanı elde tersinden birbirine dikilip çevrilen, evde giyilen terlik. |
Yamacı |
Eskici, ayakkabı tamircisi. |
Yamak terliği |
Sivri burunlu kaba terlik. |
Yan kayışlar |
Arkası açık olan ayakkabıyı ön kısma tutturmak için arkadan dolaşan bantlar. |
Yandan esneyen ayakkabı |
Ayağa rahat girip çıkması için saya ağzının iç yanında lastik bulunan mokasen tipi ayakkabı modeli. |
Yandemir |
Ayakkabılara çakılan demir. |
Yanevre |
Yemeni, ayakkabı. |
Yapık |
Renkli yemeni. |
Yapıştırıcı |
Ayakkabı yapımı ya da tamiri sırasında iki malzemeyi birbirine yağıştıran sıvı ya da katı haldeki madde. |
Yapıştırma arka monte makinesi |
Sayanın arka kısmını yapıştırarak monte eden makine. |
Yapıştırmalı ayakkabı |
Monte edilmiş sayası ile tabanı birbrine sadece yağıştırıcı maddleler kullanılarack tutturulmuş ayakkabıdır. |
Yardımcı çizgiler |
Grafik ve modern yöntemlerle istampa çıkarmada ana profil üzerine çizilen doğrulardır :
|
Yardımcı malzemeler |
Ayakkabı yapımı sırasında kullanılan ve ayakkanının bünyesine giren, tesbiti teknik bakımdan zor ve ekonomik açıdan önemli sayılmayan malzemelerin genel adı. |
Yardımcı noktalar |
Grafik ve modern yöntemlerle istampa çıkarmada ana profil üzerine işaretlenen Y! ve Ü2 noktalarıdır. |
Yarı kama ökçe |
Ön kısmı tabanın beline gelen ve oyuk bir tür tank ökçe. |
Yarı mamul madde |
Ayakkabı üreten işletme açısından, ayakkabının bünyesine giren, daha önceden işlenmiş maddlerein genel adı. Kösele, deri, suni deri gibi. |
Yarım alt |
Ayakkabı altının milo başlarıyla burun arasını örten taban. |
Yarım fora |
Tabanın pençe kısmına yapılan fora dikişi. |
Yarım pençe |
Bel ile burun arasında kalan ayakkabı ya da kalıp taban bölümü. |
Yarım potin |
Kısa konçlu potin |
Yarma |
Deriyi enine bölme işlemi. Derinin parlak ve sık gözenekli cilt kısmı alındıktan sonra kalan kalitesiz alt yüzü. |
Yarma antilop |
Yarma deriden yağılmış bir tür süet. |
Yarma bıçağı |
Yarma işlemini yapan makinenin bıçağı. |
Yarma deri |
Derinin parlak ve sık gözenekli cilt kısmı alındıktan sonra kalan kalitesiz alt yüzü. |
Yaşar |
Bir ayakkabı kalıbı ölçüsü. |
Yassı bağ |
Yassı ayakkabı bağı. |
Yatık |
Terlik, arkasız pabuç. |
Yazlık |
Yazlık ayakkabı. |
Yediyaşar |
Bir ayakkabı ölçüsü |
Yemeni |
Osmanlı döneminde avam ve asker sınıfının giydiği kırmızı, sarı veya siyah ince sahtiyandan yapılan, burnu hafif sivri, üstü kısa yüzlü ve arkası ayağı ancak hafiften saran, tabanı ince ayakkabı. Cumhuriyet döneminde yapılan yemenilerin tabanı genellikle camız derisi, nadiren sığır deriş, sayası keçi derisi, saya astarı meşindendir. Yemeni kalıplarının isimleri:
|
Yemenici |
Yemeni yapan ya da satan kimse. |
Yeniçeri çarığı |
Ökçesiz, sivri ve yukarı kalkık burunlu, ön kısmındaki dilden geçirilmiş bantlı, arkasında çekmek için ilave parlalı çarık. |
Yerli kösele |
Ülkemizde kesimi yağılan sığır ve dana derilerinden üretilen kösele. |
Yi |
Dikiş, pabuç dikişi. |
Yin |
Tüy, deri |
Yişim |
Soğuktan korunmak için alt bacağa giyilen bir tür tozluk. |
Yığın üretim |
Bir ayakkabı modelinden geniş talebe cevap verek şekilde, çok sayıda üretim. |
Yolak |
Ayakkabının üstüne vurulan yama. |
Yoluk |
Saya, yüz. |
Yora yora piyanta |
Tüm tabanın saya kenarlarından dışarı taşkın olmasıyla meydana gelen piyanta. |
Yora yora vardola dönmek |
Sayanın çepeçevre kenarlarına yapılan vardola. |
Yorak |
|
Yöre |
Çarık kayışı. |
Yörgencü |
Sargı, dolak. |
Yüksek atlama ayakkabısı |
Yüksek atlama yapan sporcuların kullandığı, tabanının arka bölümü çivili plastik topuk koruyucusu olan ayakkabı. |
Yüksük |
Ayakkabı yapımı sırasında elde dikiş dikerken, dikiş iğnesinin parmak ucuna zarar vermesini önlemek amacıyla kullanılan metal koruyucu. |
Yumurta topuk |
Alçak olmayan, kaba görünümlü ökçe modeli. (Yumurta ökçe anlamınadır. ) |
Yumuşak mes |
Yüzleri ve tabanları tümüyle keçi glase veya zig deriden yapılmış, astarlı veya astarsız mes. |
Yunan örgü sandalı |
M.Ö. 2000’de kullanılan bağlardan oluşturulan örgülü üst kısmı bileğe kadar uzanan sandal. |
Yunan sandalı |
Kamışlarla bağlanmış basit bir tabandan oluşan ayak giyeceği. |
Yurak |
Ayakkabı taban yaması |
Yüssük |
Kadın ayakkabısının uç kısmı. |
Yuvalı kundura |
Bot üzerine kadınların giydiği, ökçe bölümü içe giyilen bot ökçesinin yerleşebileceği biçimde oluşturulmuş ayakkabı. |
Yuvarlak bağ |
Yuvarlak biçimli ayakkabı bağı. |
Yuvarlak burunlu ayakkabı |
Burnu köşesiz, yuvarlak ayakkabı. |
Yuvarlak ökçe |
Arka alt bölümü yuvarlak olan ökçe tipi. |
Yuvarlatılmış küt burun |
Köşeli geniş ayakkabı ya da kalıp burnu. |
Yüz |
Maskeretli veya maskeretsiz, aynalı veya aynasız olarak yağılacak ayakkabının ön üst kısmını oluşturan saya parçasıdır. |
Yüz astarı |
Ayakkabının üstte bulunan yüz kısmının iç tarafına dikilen astar. |
Yüz kenar boyası |
Yakma işlemi sırasında saya parçalarının kenarlarını siyahlaştırmak için kullanılan boya. |
Yüz parlatma makinesi işçisi |
Hızla dönen fırçalarla yüz parlatma işlemini yapan makineyi çalıştırıp kullanan kişi. |
Yüz parlatması |
Ayakkabı yapımında işlemler tamamlandıktan sonra derinin parlaması için sayanın fırçalanması işlemi. |
Yüz temizleme |
Tabanı yapıştırılan bitmemiş ayakkabının veye freze işlemleri tamamlanmış henüz kalıptan çıkarılmamış ayakkabının sayasındaki yağıştırızı artıklarının ve diğer kirlerin kauçuk parçası veya cilaya dürülmüş bez ile temizlenmesi işlemi. |
Yüze bez dikme |
Sayanın yüz kısmına yapıştırılan bezin dikilmesi. |
Yüze bez yapıştırma |
Saya yüzünün içi tarafına astar olarak konulan, saya dışını oluşturan malzemeye yapıştırılması işlemi. |
Yüze körük dikme |
Bazı ayakkabılarda dill yerine kullanılan körük parçasının ayakkabı yüzü ile birleştirilmesi için yapılan dikiş. |
Yüze sigorta şeridi yapıştırma |
Gerekli yerlere sayayı sağlamlaştırmak için içten şerit yağıştırılması. |
Yüzlük keçi derisi |
Ham keçi derilerinin, krom tuzları ile türlü yöntemlerde sepilenmesinden elde edilen, sırça tarafından, finisaj görmüş ve türlü renklerde boyanmış yumuşak tutumlu yürlük deri. I. II. III. ve ıskarta olmak üzere dört standart kalitesi vardır. |
Yüzük |
İnce ökçeli kadın ayakkabılarının ökçesine geçirilen demir. |
Zappik |
Ökçeleri demirli yarım çizme. |
Zeğerden |
37 numara yemeni kalıbı |
Zenane ayak |
2. Beyazıd’ın emri ile H. 907/M. 1501’de hazırlanan narh defterinde rastlanan kadın ayakkabısı için ölçü adı. |
Zenne |
33 numara ile başlayım 40 numaraya kadar devam eden, yetişkin kadın ayakkabılarının genel adı. |
Zenne ayakkabısı |
Sarı şipitik pabuç denen taban astarları çuhadan yapılan kadın ayakkabısı, |
Zenne demiri |
Kadın ayakkabılarına çalılan ökçe demiri. |
Zerdeçal |
Piyantadaki kazuma dikişlerini sarı renge boyamak için kullanılan, sarı zerde kökü. |
Zergerden |
16 numara çocuk ayakkabısı. |
Zig |
İşlenmiş koyun derisidir. Konfeksiyon ürünleri ve saya astarı yapımında kullanılır. |
Zik |
Zig. terimine bakınız. |
Zikzak dikiş |
Genellikle saya astarının arka çatı dikişinde kullanılan dikiş şekli. |
Zikzak dikiş makinesi |
Zikzak dikiş yapan saya makinesi. |
Zikzak dikişli makine işçisi |
Zİkzak dikiş makinesini çalıştıran kişi. |
Zip |
Biz. |
Zıkırtı |
Ayakkabının yürürken çıkardığı ses. |
Zımba |
Saya parçalarına delik açmakta kullanılan metal araç. |
Zımba makinesi |
|
Zımbacı |
Sayanın çeşitli yerlerine zımbayapan kişi ya da firma. |
Zımbalı taban kenarı |
Sayası ile tabanı birbirine kenarlardan dikilen ayakkabılarıda kullanılan, dikiş yerleri delinmiş hazır taban. |
Zımpara makineleri |
Saya ya da taban parçalarını püzülendirebilen makinelerin gelen adı. |
Zırhlı kundura |
16. yüzyılda kullanılan burun kısmı düz, burnu ve yanları zırhlı, konçları bileğe kadar uzanan ayakkabı. |
Zoğ |
|
Zumba |
Lastik ayakkabıların altına nakış yapmakta kullanılan ağaç saplı, bükük demir uçlu araç. |